Hollywood’un altın çağının ünlü oyuncusu Natalie Wood’un hayatı hakkında belgesel çekiliyor. HBO Documentary Films tarafından çekilecek Natalie Wood: What Remains Behind için prodüksiyon süreci başladı.
1950’li ve 60’lı yılların ünlü Hollywood yıldızı Natalie Wood’un belgeseli çekiliyor. HBO Documentary Films tarafından çekilecek Natalie Wood: What Remains Behind belgeseli için prodüksiyon süreci başladı.
Film, Hollywood ikonunun hayatını kızı Natasha Gregson Wagner'in ve kendisinin en yakınlarının aracılığıyla anlatacak.
Belgesel, daha önce görülmemiş videolar, fotoğraflar, günlükler ve mektuplar ile Wood'un özel hayatının kapılarını aralayarak arkadaşları, ailesi ve meslektaşları ile samimi röportajlar sunacak.
ÜÇ KEZ OSCAR'A ADAY OLDU
25 yaşına gelmeden üç kez Oscar’a aday gösterilen, henüz 43 yaşındayken trajik bir şekilde hayatını kaybeden Natalie Wood, arkasında 11 yaşındaki küçük kızı Gregson Wagner'i bırakmıştı.
Belgeselin yapımcılığını Steven Spielberg'in sahibi olduğu Amblin Television yapıyor. Yapımcılar arasında Gregson Wagner ve Natalie Wood: Reflections on a Legendary Life kitabının yazarı Manoah Bowman da bulunuyor. Laurent Bouzereau yönetmen koltuğuna otururken Darryl Frank ve Justin Falvey de yürütücü yapımcı olarak yer alacak
ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ KALDI
Natalie Wood, Love with the Proper Stranger, Splendor in the Grass ve Rebel Without a Cause filmleriyle Oscar adaylığı kazandı. Oyuncu aynı zamanda, Jerome Robbins ve Robert Wise’la birlikte 10 dalda Oscar adayı olan West Side Story'nin de oyuncularından biri oldu.
Wood, 1981 yılında eşi Robert Wagner ve Christopher Walken ile birlikte çıktığı bir yat turu esnasında denize düşerek hayatını kaybetti. İlerleyen dönemlerde ölüm nedeninin kaza olmadığı ortaya çıksa da, bu şüpheli ölümün arkasındaki gizem hiçbir zaman aydınlatılamadı.
Kaynak:ntvmsnc.com.tr
belgesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
belgesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Aralık 2018 Perşembe
25 Aralık 2017 Pazartesi
İstanbul’un ‘Kedi’leri Rusya’da gösterimde
Yönetmen Ceyla Torun’un çektiği 'Kedi' belgeseli Rusya’da da gösterime girdi.
Daha önce ABD'de yoğun ilgi gören, Time dergisinde yılın en iyi 10 filmi arasında yer alan Kedi, Rusya’da da vizyona girdi. Rus basınında Kedi’nin büyük ilgi gördüğünü açıklandı.
Rusya’da şu anda en çok izlenen film olan ‘The Legend of Kolovrat’ ile ‘Kedi’nin yarıştığı belirtilirken, filmi izleyen Anna Laxanova, “Kedileri çok sevdiğim için bugün buraya gelip arkadaşlarımla filmi izledim. Bir defasında İstanbul'da bulunmuştum. Tam hatırlamıyorum ama kedileri görmüştüm orada. Ama bu kadarını bilmiyordum” dedi.
Daha önce ABD'de yoğun ilgi gören, Time dergisinde yılın en iyi 10 filmi arasında yer alan Kedi, Rusya’da da vizyona girdi. Rus basınında Kedi’nin büyük ilgi gördüğünü açıklandı.
Rusya’da şu anda en çok izlenen film olan ‘The Legend of Kolovrat’ ile ‘Kedi’nin yarıştığı belirtilirken, filmi izleyen Anna Laxanova, “Kedileri çok sevdiğim için bugün buraya gelip arkadaşlarımla filmi izledim. Bir defasında İstanbul'da bulunmuştum. Tam hatırlamıyorum ama kedileri görmüştüm orada. Ama bu kadarını bilmiyordum” dedi.
4 Kasım 2017 Cumartesi
Point Hotel Taksim, 80 Milonga ile Devri Alem Belgeselinde
“80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” Yönetmeni Ernesto Rassi, belgeselinde İstanbul’daki Tango Mekanlarına da yer vermek üzere Türkiye’ye geldi. Point Hotel Taksim’in View Point Restaurant’ında, 26 Ekim 2017 akşamı yapılan Milonga’ya katılan Ernesto Rassi, belgeseli için geceden dokümanlar aldı.
12 yıldır her Perşembe günü Milonga gecelerine ev sahipliği yapan Point Hotel Taksim’in View Point Teras Restaurant’ı, geceden çekilen görsellerle dünyanın ileri gelen Milonga mekanlarını içeren bu kapsamlı belgeselde yerini alacak.
3 yıl önce başlayan projede İstanbul yer alıyor
Arjantin asıllı Ernesto Rassi, müzisyen, şarkıcı, tango eğitmeni, aktör, yönetmen, yapımcı olarak tanınmasının yanı sıra, “80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” yönetmeni olarak dünya etrafında Milonga yapılan mekanları bu çalışmasıyla bir araya getiriyor.
Ernesto Rassi 2014’te başladığı projesine devam ederken Istanbul’da Milonga yapılan mekanlara da bu uluslararası belgeselde yer vermek üzere 26 Ekim’de Türkiye’ye gelerek, Point Hotel Taksim’in View Point Restaurant’ındaki Milonga gecesinden renkli kareler dokümante etti. Gecede, tek veya çift olarak katılım gösteren, sayısı 100’e yakın yerli ve yabancı sosyal dansçılar danslarını sergilediler. Milonga gecesi, Ernesto Rassi’nin 2 Tango parçasını seslendirmesi ile devam etti. Kısa bir konuşma yapan Rassi, katılımcılara bu atmosferde bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, Tango ruhunun önemini ifade etti.
“80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” (“Around The World In 80 Milongas”) ayrıntıları için http://www.ernestorassitangos.com/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.
12 yıldır her Perşembe günü Milonga gecelerine ev sahipliği yapan Point Hotel Taksim’in View Point Teras Restaurant’ı, geceden çekilen görsellerle dünyanın ileri gelen Milonga mekanlarını içeren bu kapsamlı belgeselde yerini alacak.
3 yıl önce başlayan projede İstanbul yer alıyor
Arjantin asıllı Ernesto Rassi, müzisyen, şarkıcı, tango eğitmeni, aktör, yönetmen, yapımcı olarak tanınmasının yanı sıra, “80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” yönetmeni olarak dünya etrafında Milonga yapılan mekanları bu çalışmasıyla bir araya getiriyor.
Ernesto Rassi 2014’te başladığı projesine devam ederken Istanbul’da Milonga yapılan mekanlara da bu uluslararası belgeselde yer vermek üzere 26 Ekim’de Türkiye’ye gelerek, Point Hotel Taksim’in View Point Restaurant’ındaki Milonga gecesinden renkli kareler dokümante etti. Gecede, tek veya çift olarak katılım gösteren, sayısı 100’e yakın yerli ve yabancı sosyal dansçılar danslarını sergilediler. Milonga gecesi, Ernesto Rassi’nin 2 Tango parçasını seslendirmesi ile devam etti. Kısa bir konuşma yapan Rassi, katılımcılara bu atmosferde bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, Tango ruhunun önemini ifade etti.
“80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” (“Around The World In 80 Milongas”) ayrıntıları için http://www.ernestorassitangos.com/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.
1 Kasım 2017 Çarşamba
Kedilerin belgeseli, hayvanlara fayda sağlayacak
İstanbul'da kedi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatan yönetmenliğini Ceyda Torun'un üstlendiği 'Kedi' belgeseli sokak hayvanlarına yardım için yeniden vizyonda.
İstanbul’daki kedilerin sıra dışı dünyasını ele alan ‘Kedi’ belgeseli 8 Kasım Çarşamba günü Beşiktaş Sahne'de bu defa sokak hayvanları yararına gösterilecek.
Bol ödüllü ve bol patili filmi yanlarında kedi maması getiren seyirciler ücretsiz izleyebilecek. Toplanan mamalar ise zorlu kış mevsimi yaklaşırken ihtiyacı olan barınaklara bağışlanacak.
2014 Nisan ve Mayıs'ında haftada altı gün, günde 16 saatlik oldukça yoğun bir çalışma temposuyla çekilen ‘Kedi’ 10 Şubat 2017’de Amerika’da vizyona giren yabancı dilde en çok hasılat elde eden 3. belgesel oldu.
Bol ödüllü ve bol patili filmi yanlarında kedi maması getiren seyirciler ücretsiz izleyebilecek. Toplanan mamalar ise zorlu kış mevsimi yaklaşırken ihtiyacı olan barınaklara bağışlanacak.
2014 Nisan ve Mayıs'ında haftada altı gün, günde 16 saatlik oldukça yoğun bir çalışma temposuyla çekilen ‘Kedi’ 10 Şubat 2017’de Amerika’da vizyona giren yabancı dilde en çok hasılat elde eden 3. belgesel oldu.
12 Mayıs 2017 Cuma
Kate Moss, George Michael’ın evinde belgesel çekecek
Süper model Kate Moss, Aralık 2016’da hayatını kaybeden ünlü İngiliz müzisyen George Michael’ın hayatını anlatan belgesel çekecek.
İngiliz model Kate Moss’un, geçtiğimiz aralık ayında hayatını kaybeden dünyaca ünlü müzisyen George Michael’ın evine girerek belgesel çekeceği öğrenildi.
‘Freedom’ (Özgürlük) adındaki belgesel, ünlü müzisyenin Kuzey Londra’daki evinde çekilen ilk belgesel olma özelliği taşıyacak.
The Sun gazetesinin haberine göre, belgesel çekimine, Noel’de hayatını kaybeden sanatçının ölümünden önce karar verilmişti. Ancak şimdi sanatçının ölümünü de içine alacak biçimde yeniden şekillendirildi.
Kate Moss’un pazartesi günü evde çekim yapmaya başladığı ve filmde George Michael’a yakın ünlü yıldızların da yer alacağı öğrenildi.
Moss ve Michael’ın uzun yıllardır yakın arkadaş oldukları, birbirlerini çok iyi tanıdıkları ve birbirlerine komşu oldukları biliniyor. Belgeselin bu yılın sonunda Channel 4’da gösterileceği öğrenildi. (ntvmsnc)
‘Freedom’ (Özgürlük) adındaki belgesel, ünlü müzisyenin Kuzey Londra’daki evinde çekilen ilk belgesel olma özelliği taşıyacak.
The Sun gazetesinin haberine göre, belgesel çekimine, Noel’de hayatını kaybeden sanatçının ölümünden önce karar verilmişti. Ancak şimdi sanatçının ölümünü de içine alacak biçimde yeniden şekillendirildi.
Kate Moss’un pazartesi günü evde çekim yapmaya başladığı ve filmde George Michael’a yakın ünlü yıldızların da yer alacağı öğrenildi.
Moss ve Michael’ın uzun yıllardır yakın arkadaş oldukları, birbirlerini çok iyi tanıdıkları ve birbirlerine komşu oldukları biliniyor. Belgeselin bu yılın sonunda Channel 4’da gösterileceği öğrenildi. (ntvmsnc)
8 Aralık 2016 Perşembe
Rolling Stone'nun TOP 20 listesi
Rolling Stone, En İyi 20 Film listesini yayınlayarak belgeselden komediye, dramdan müzikale, animasyondan westerne 2016’nın en iyilerini belirledi.
İşte o filmler...
20. Zootopia - Hayvanlar Şehri (Byron Howard&Rich Moore&Jared Bush)
19. 13th (Ava DuVernay)
18. Toni Erdmann (Maren Ade)
17. The Edge of Seventeen (Kelly Fremon Craig)
16. De Palma (Noah Baumbach&Jake Paltrow)
15. Arrival - Geliş (Denis Villeneuve)
14. Everbody Wants Some (Richard Linklater)
13. Paterson (Jim Jarmusch)
12. Love and Friendship (Whit Stillman)
11. Hail, Caesar! - Yüce Sezar (Coen Brothers)
10. The Birth of a Nation - Bir Ulusun Doğuşu (Nate Parker)
9. Hell or High Water - İki Eli Kanda (David Mackenzie)
8. Loving (Jeff Nichols)
7. Sully (Clint Eastwood)
6. Jackie (Pablo Larrain)
5. Silence - Sessizlik (Martin Scorsese)
4. Fences (Denzel Washington)
3. Moonlight (Barry Jenkins)
2. Manchester by the Sea - Yaşamın Kıyısında (Kenneth Lonergan)
1.La La Land - Aşıklar Şehri (Damien Chazelle)
İşte o filmler...
20. Zootopia - Hayvanlar Şehri (Byron Howard&Rich Moore&Jared Bush)
19. 13th (Ava DuVernay)
18. Toni Erdmann (Maren Ade)
17. The Edge of Seventeen (Kelly Fremon Craig)
16. De Palma (Noah Baumbach&Jake Paltrow)
15. Arrival - Geliş (Denis Villeneuve)
14. Everbody Wants Some (Richard Linklater)
13. Paterson (Jim Jarmusch)
12. Love and Friendship (Whit Stillman)
11. Hail, Caesar! - Yüce Sezar (Coen Brothers)
10. The Birth of a Nation - Bir Ulusun Doğuşu (Nate Parker)
9. Hell or High Water - İki Eli Kanda (David Mackenzie)
8. Loving (Jeff Nichols)
7. Sully (Clint Eastwood)
6. Jackie (Pablo Larrain)
5. Silence - Sessizlik (Martin Scorsese)
4. Fences (Denzel Washington)
3. Moonlight (Barry Jenkins)
2. Manchester by the Sea - Yaşamın Kıyısında (Kenneth Lonergan)
1.La La Land - Aşıklar Şehri (Damien Chazelle)
31 Ekim 2016 Pazartesi
Di Caprio'nun küresel ısınma belgeseli ücretsiz
Oscar ödüllü Leonardo di Caprio'nun rol aldığı "Before The Flood" (Tufandan önce) isimli belgeseli, gösterime girmeden önce internet üzerinde çeşitli platformlarda ücretsiz olarak izleyiciyle buluştu.
"Before The Flood" belgeselinde yönetmen Fisher Stevens sanayileşmenin ve modern yaşamın çevreye etkilerini araştırdı.
Bunun için ABD'li ünlü aktör Lenonardo Di Caprio, Stevens ile birlikte üç yıl boyunca dünyayı dolaştı.
Di Caprio küresel ısınmadan doğrudan etkilenen insanlarla görüştü, siyasetçiler ve bilim insanlarıyla röportajlar yaptı.
İkilinin görüştüğü isimler arasında ABD Başkanı Barack Obama, Papa Françis, ABD'li girişimci Elon Musk gibi isimler de var.
Belgeselde sadece küresel ısınmanın dünyaya etkilerinin izi sürülmüyor, aynı zamanda çözüm önerileri de sunuluyor.
95 dakikalık belgesel 6 Kasım'a kadar Facebook, Youtube gibi sosyal paylaşım sitelerinden ücretsiz olarak izlenebilecek.
"Before The Flood" belgeselinde yönetmen Fisher Stevens sanayileşmenin ve modern yaşamın çevreye etkilerini araştırdı.
Bunun için ABD'li ünlü aktör Lenonardo Di Caprio, Stevens ile birlikte üç yıl boyunca dünyayı dolaştı.
Di Caprio küresel ısınmadan doğrudan etkilenen insanlarla görüştü, siyasetçiler ve bilim insanlarıyla röportajlar yaptı.
İkilinin görüştüğü isimler arasında ABD Başkanı Barack Obama, Papa Françis, ABD'li girişimci Elon Musk gibi isimler de var.
Belgeselde sadece küresel ısınmanın dünyaya etkilerinin izi sürülmüyor, aynı zamanda çözüm önerileri de sunuluyor.
95 dakikalık belgesel 6 Kasım'a kadar Facebook, Youtube gibi sosyal paylaşım sitelerinden ücretsiz olarak izlenebilecek.
23 Haziran 2016 Perşembe
The Beatles grubunun hayatı belgesel oluyor! İşte ilk fragman
Dünyaca tanınmış efsane müzik grubu The Beatles'ın hikayesi filme çekiliyor. 7'den 70'e hayran kitlesi olan grubun, filme dönüştüreleceği belgeselin ilk fragmanı ise yayınlandı.
Efsane müzik grubu The Beatles'ın serüveni belgesel filme dönüştürülüyor. Dünyanın hayranı olduğu popüler grup The Beatles'ın filmi için ilk fragman geldi.Bir Beatles şarkısından adını alan belgesel, 'A Beautiful Mind' filmiyle Oscar kazanan dahiyane yönetmen Ron Howard'ın imzasıyla perdeye taşınacak.Gösterim tarihi 16 Eylül olarak açıklanan "The Beatles" belgeselinin Türkiye'de ne zaman gösterime gireceği ise henüz belli değil.
THE BEATLES
The Beatles, Birleşik Krallık'ın Liverpool kentinde kurulmuş müzik grubudur. 60'lı yılların popüler müzik grubu. The Beatles hem sanatsal hem de ticari başarılarıyla tarihte büyük bir üne kavuşmuştur. Modadan müziğe kadar geniş yelpazede bügünkü gelişime payları büyüktür. Grup, birçok satış rekoru kırmıştır ve 50'den fazla şarkısıyla liste başarısı göstermiştir. ABD'de büyük başarıya ulaşmış ilk İngiliz grup olmuştur. The Beatles Rock Band adındaki oyunları piyasaya çıkmıştır.
Efsane müzik grubu The Beatles'ın serüveni belgesel filme dönüştürülüyor. Dünyanın hayranı olduğu popüler grup The Beatles'ın filmi için ilk fragman geldi.Bir Beatles şarkısından adını alan belgesel, 'A Beautiful Mind' filmiyle Oscar kazanan dahiyane yönetmen Ron Howard'ın imzasıyla perdeye taşınacak.Gösterim tarihi 16 Eylül olarak açıklanan "The Beatles" belgeselinin Türkiye'de ne zaman gösterime gireceği ise henüz belli değil.
THE BEATLES
The Beatles, Birleşik Krallık'ın Liverpool kentinde kurulmuş müzik grubudur. 60'lı yılların popüler müzik grubu. The Beatles hem sanatsal hem de ticari başarılarıyla tarihte büyük bir üne kavuşmuştur. Modadan müziğe kadar geniş yelpazede bügünkü gelişime payları büyüktür. Grup, birçok satış rekoru kırmıştır ve 50'den fazla şarkısıyla liste başarısı göstermiştir. ABD'de büyük başarıya ulaşmış ilk İngiliz grup olmuştur. The Beatles Rock Band adındaki oyunları piyasaya çıkmıştır.
11 Nisan 2016 Pazartesi
MTV Film Ödülleri sahiplerini buldu
1992 yılından bu yana düzenlenen MTV Film Ödülleri 25. kez sahiplerini buldu. Star Wars serisinin yeni filmi Güç Uyanıyor'un yılın en iyi filmi seçildiği törende en iyi erkek oyuncu ödülünü The Revenant performansıyla Leonardo DiCaprio, en iyi kadın oyuncu ödülünü ise Mad Max: Fury Road performansıyla Charlize Theron kazandı. İşte ödül töreninden dikkat çeken filmler...
EN İYİ FİLM : STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR (STAR WARS: THE FORCE AWAKENS)
Star Wars serisinin J.J Abrams imzalı yeni filmi ''Güç Uyanıyor'' rakipleri üzerinde üstünlük sağlayarak "En İyi Film" ödülünü kazanan yapım oldu.
EN İYİ ERKEK OYUNCU:LEONARDO DİCAPRİO
Leonardo DiCaprio, Alejandro González İñárritu'nun yönettiği ''The Revenant'' filmindeki başarılı ''Hugh Glass'' performansıyla yıllardır beklediği Oscar dahil birçok ödülün sahibi olmuştu. Ünlü aktör MTV Film Ödülleri'nde ''En İyi Erkek Oyuncu'' ödülünün de sahibi oldu.
EN İYİ KADIN OYUNCU: CHARLIZE THERON
Charlize Theron, yönetmenliğini George Miller'ın yaptığı Mad Max serisinin 4. filmi olan ''Fury Road''daki ''Imperator Furiosa'' performansıyla ''En İyi Kadın Oyuncu'' ödülünü alarak kariyerine bir başarı daha ekledi.
EN İYİ KOMEDİ PERFORMANSI: RYAN REYNOLDS
Tim Miller'ın yönettiği ''Deadpool'' filminde Wade/Deadpool isimli sıradışı karakteri canlandıran Ryan Reynolds ''En İyi Komedi Performansı'' ödülünü kazandı.
EN İYİ AKSİYON PERFORMANSI: CHRIS PRAD
Yönetmenliğini Colin Trevorrow'un üstlendiği Jurrasic Park serisinin 4. filmi ''Jurrasic Worl'' Chris Prad'a filmindeki ''Owen'' performansıyla MTV Film Ödülleri'nde ''En İyi Aksiyon Performansı'' ödülünü kazandırdı.
EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN OYUNCU: DAISY RIDLEY
Daisy Ridley, Star Wars: Güç Uyanıyor filmindeki ''Rey'' karakterini canlandırdığı dikkat çekici performansıyla ''En İyi Çıkış Yapan Oyuncu'' ödülüne layık görüldü.
EN İYİ KAHRAMAN: JENNIFER LAWRENCE
Francis Lawrance'ın yönettiği Açlık Oyunları: Alaycı Kuş Bölüm 2 (The Hunger Games Mockingjay Part 2) filmi, ''Katniss Everdeen'' ismini canlandıran başarılı oyuncu Jennifer Lawrance'a ''En İyi Kahraman'' ödülünü kazandırdı.
EN İYİ KÖTÜ KARAKTER: ADAM DRIVER
Star Wars: Güç Uyanıyor, Adam Driver'ın canlandırdığı kötü karakter ''Kylo Ren'' performansıyla MTV Film Ödülleri'nde oyuncuya''En İyi Kötü Karakter'' ödülünü kazandırdı.
EN İYİ BELGESEL: AMY
Amy Winehouse’un hayat hikayesini beyazperdeye aktaran yönetmen Asif Kapadia’nın çektiği film ödül töreninde ''En İyi Belgesel'' seçildi.
EN İYİ GERÇEK HİKAYE: STRAİGHT OUTTA COMPTON
California'daki Compton sokaklarından NWA (Niggaz Wit Attitudes) hip hop grubunun yülselişini ve düşüşünü konu alan F. Gary Gray imzalı ''Straight Outta Compton'' ''En İyi Gerçek Hikaye'' ödülünün sahibi oldu.
1 Nisan 2016 Cuma
TRT tepkilere neden olan belgeseli sitesinden çıkarttı
TRT Belgesel kanalında ‘canlı bomba’ propagandası yapılıyor eleştirilere uğrayan 'Pusula Doğu' isimli program TRT’nin internet sitesinden kaldırıldı
TRT Belgesel kanalında geçen hafta yayınlanan 'Pusula Doğu' isimli programda Suriyeli bir çocuk sorulan "Savaşmak zorunda kalsan ne yapardın?" sorusuna, "Kontrol noktasında kendimi patlatırdım" yanıtını verdi. Bu görüntülerin yayınlanması üzerine gelen tepkiler üzerine TRT, “Her gün yüzlerce programın üretildiği bu büyük yapı içinde yayınlarla ilgili eleştiriler her zaman olabilir. TRT Belgesel kanalında yer alan "Pusula Doğu" belgeselinin fragmanında babası Suriye'de rejim güçleri tarafından öldürülen küçük bir kız çocuğunun söylemlerinin, "çocukları savaşa özendiriyormuş" gibi çarpıtılarak bazı çevrelerce eleştiri odağı haline getirildiği görülmektedir. Bilindiği üzere belgesellerde kurgu yapılmaz, gerçekler çarpıtılmaz, duygusal tepkiler yönlendirilemez. Bu nedenle belgesel fragmanında küçük bir çocuğun gösterdiği tepkiyi bir kurguymuş gibi algılayıp, algılatıp insanların aklını karıştırmak sonuçsuz bir provokasyondan öteye gitmez. TRT her zaman milli ve manevi değerlerimizi gözeten, ilkeli ve doğru yayıncılık anlayışından taviz vermeyerek insanımıza ve ülkemize hizmete devam edecektir" açıklaması yaptı.
Ancak bu açıklamanın ardından Sözcü gazetesinin haberine göre belgesel TRT’nin internet sitesinden kaldırıldı. TRT’nin sayfasında belgesel ile ilgili bölüm “geçici olarak servis dışı” olarak gösterildi.
TRT Belgesel kanalında geçen hafta yayınlanan 'Pusula Doğu' isimli programda Suriyeli bir çocuk sorulan "Savaşmak zorunda kalsan ne yapardın?" sorusuna, "Kontrol noktasında kendimi patlatırdım" yanıtını verdi. Bu görüntülerin yayınlanması üzerine gelen tepkiler üzerine TRT, “Her gün yüzlerce programın üretildiği bu büyük yapı içinde yayınlarla ilgili eleştiriler her zaman olabilir. TRT Belgesel kanalında yer alan "Pusula Doğu" belgeselinin fragmanında babası Suriye'de rejim güçleri tarafından öldürülen küçük bir kız çocuğunun söylemlerinin, "çocukları savaşa özendiriyormuş" gibi çarpıtılarak bazı çevrelerce eleştiri odağı haline getirildiği görülmektedir. Bilindiği üzere belgesellerde kurgu yapılmaz, gerçekler çarpıtılmaz, duygusal tepkiler yönlendirilemez. Bu nedenle belgesel fragmanında küçük bir çocuğun gösterdiği tepkiyi bir kurguymuş gibi algılayıp, algılatıp insanların aklını karıştırmak sonuçsuz bir provokasyondan öteye gitmez. TRT her zaman milli ve manevi değerlerimizi gözeten, ilkeli ve doğru yayıncılık anlayışından taviz vermeyerek insanımıza ve ülkemize hizmete devam edecektir" açıklaması yaptı.
Ancak bu açıklamanın ardından Sözcü gazetesinin haberine göre belgesel TRT’nin internet sitesinden kaldırıldı. TRT’nin sayfasında belgesel ile ilgili bölüm “geçici olarak servis dışı” olarak gösterildi.
29 Mart 2016 Salı
TRT’den ‘canlı bomba’ savunması
Bir belgeseldeki "canlı bomba olurum" ifadesine TRT'den savunma geldi.
TRT Belgesel kanalında ekrana gelen ‘Pusula Doğu’ isimli programda Suriyeli bir çocuğa sorulan “savaşmak zorunda kalsan ne yapardın?” sorusuna, küçük kız çocuğunun verdiği “kontrol noktasında kendimi patlatırdım” yanıtının tartışmaları sürüyor. TRT’den söz konusu olaya ilişkin yapılan açıklamada belgeselin fragmanında küçük bir çocuğun gösterdiği tepkinin kurguymuş gibi algılanmasının sonuçsuz bir provokasyondan öteye gitmeyeceği savunularak, “TRT’nin milli ve manevi değerleri gözeten, ilkeli ve doğru yayıncılık anlayışından taviz vermeyeceği” vurgulandı.
TRT’DEN YAZILI SAVUNMA
Yazılı olarak yapılan açıklamada, TRT’nin kurumun kamu yayıncılığı bilinci ve sorumluluğu ile hareket ettiği tüm yayınlarını geçmişte olduğu gibi bugün de büyük bir titizlik ve özveriyle gerçekleştirdiği ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bilindiği üzere belgesellerde kurgu yapılmaz, gerçekler çarpıtılmaz, duygusal tepkiler yönlendirilemez. Bu nedenle belgesel fragmanında küçük bir çocuğun gösterdiği tepkiyi bir kurguymuş gibi algılayıp, algılatıp insanların aklını karıştırmak sonuçsuz bir provokasyondan öteye gitmez. TRT her zaman milli ve manevi değerlerimizi gözeten, ilkeli ve doğru yayıncılık anlayışından taviz vermeyerek insanımıza ve ülkemize hizmete devam edecektir.”
TRT Belgesel kanalında ekrana gelen ‘Pusula Doğu’ isimli programda Suriyeli bir çocuğa sorulan “savaşmak zorunda kalsan ne yapardın?” sorusuna, küçük kız çocuğunun verdiği “kontrol noktasında kendimi patlatırdım” yanıtının tartışmaları sürüyor. TRT’den söz konusu olaya ilişkin yapılan açıklamada belgeselin fragmanında küçük bir çocuğun gösterdiği tepkinin kurguymuş gibi algılanmasının sonuçsuz bir provokasyondan öteye gitmeyeceği savunularak, “TRT’nin milli ve manevi değerleri gözeten, ilkeli ve doğru yayıncılık anlayışından taviz vermeyeceği” vurgulandı.
TRT’DEN YAZILI SAVUNMA
Yazılı olarak yapılan açıklamada, TRT’nin kurumun kamu yayıncılığı bilinci ve sorumluluğu ile hareket ettiği tüm yayınlarını geçmişte olduğu gibi bugün de büyük bir titizlik ve özveriyle gerçekleştirdiği ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bilindiği üzere belgesellerde kurgu yapılmaz, gerçekler çarpıtılmaz, duygusal tepkiler yönlendirilemez. Bu nedenle belgesel fragmanında küçük bir çocuğun gösterdiği tepkiyi bir kurguymuş gibi algılayıp, algılatıp insanların aklını karıştırmak sonuçsuz bir provokasyondan öteye gitmez. TRT her zaman milli ve manevi değerlerimizi gözeten, ilkeli ve doğru yayıncılık anlayışından taviz vermeyerek insanımıza ve ülkemize hizmete devam edecektir.”
TRT’de skandal belgesel!
Devletin resmi kanalı TRT'de canlı bomba propogandası yapıldı.
TRT Belgesel, kanalında skandal görüntülere yer verdi. Karşılıklı soru cevap şeklinde ilerleyen belgeselde, Suriye’deki iç savaştan kaçan bir kıza, “savaşmak zorunda kalsan ne yaparsın?” sorusu yöneltiliyor. Kızın da, “kontrol noktasında kendimi patlatırdım” dediği görülüyor. Twitter bu anlar, birçok kişi tarafından paylaşıldı ve büyük tepki çekti.
TRT Belgesel, kanalında skandal görüntülere yer verdi. Karşılıklı soru cevap şeklinde ilerleyen belgeselde, Suriye’deki iç savaştan kaçan bir kıza, “savaşmak zorunda kalsan ne yaparsın?” sorusu yöneltiliyor. Kızın da, “kontrol noktasında kendimi patlatırdım” dediği görülüyor. Twitter bu anlar, birçok kişi tarafından paylaşıldı ve büyük tepki çekti.
29 Şubat 2016 Pazartesi
Amy Winehouse belgeseli Oscar aldı ama...
Ülkemizde de gösterime giren Amy belgeseli, rakiplerini geride bırakarak Oscar heykelciğini kucakladı. Yönetmen Asif Kapadia, Oscar'ı Amy Winehouse için aldı ancak Amy'nin babası Mitch Winehouse'u bir türlü memnun edemedi.
Asif Kapadia'nın yönetmen koltuğunda oturduğu 'Amy' belgeseli, 88'inci Oscar Ödül Töreni'nden 'En İyi Belgesel' kategorisinde ödül aldı. Kapadia, aldığı Oscar'ı Amy Winehouse'a armağan etti ve hakkında şunları söyledi: 'Filme gösterdiğiniz sevgiden ötürü herkese çok teşekkür ederim. Bu film gerçek Amy hakkındaydı. O bir magazin figüründen ibaret değildi. Güzeller güzeli bir kızdı, eğlenceli, çok zeki, hazırcevap biriydi ve çok özeldi. Biz bu belgeseli onun gerçekte kim olduğunu herkese göstermek için çektik.'
'ASİF HEPİNİZİ KANDIRIYOR'
Kapadia, Amy Winehouse'u bu güzel sözlerle andı ancak Winehouse'un babası Mitch Winehouse buna da tepki göstermekte gecikmedi. Belgesel, Cannes'da ilk gösterimi yapıldığında da filmi beğenmediğini beyan eden ve yönetmen Kapadia'ya yüklenen Winehouse, belgeselin Oscar alması üzerine de Twitter hesabından şu sözlerle ateş püskürdü.
'Sırf bu belgesel Oscar aldı diye görüşümü değiştirmeyeceğim. Bu film, Amy'nin negatif, kinci ve yanıltıcı bir tasviridir. Bunu düzelteceğiz. Bebeğimle her zaman gurur duyuyorum. Bu sadece Asif'le ilgiliydi... O herkesi kandırdı.'
Asif Kapadia ve James Gey-Rees'in bir sonraki belgeselleri Arjantinli ünlü futbolcu Diego Maradona hakkında olacak.
Asif Kapadia'nın yönetmen koltuğunda oturduğu 'Amy' belgeseli, 88'inci Oscar Ödül Töreni'nden 'En İyi Belgesel' kategorisinde ödül aldı. Kapadia, aldığı Oscar'ı Amy Winehouse'a armağan etti ve hakkında şunları söyledi: 'Filme gösterdiğiniz sevgiden ötürü herkese çok teşekkür ederim. Bu film gerçek Amy hakkındaydı. O bir magazin figüründen ibaret değildi. Güzeller güzeli bir kızdı, eğlenceli, çok zeki, hazırcevap biriydi ve çok özeldi. Biz bu belgeseli onun gerçekte kim olduğunu herkese göstermek için çektik.'
'ASİF HEPİNİZİ KANDIRIYOR'
Kapadia, Amy Winehouse'u bu güzel sözlerle andı ancak Winehouse'un babası Mitch Winehouse buna da tepki göstermekte gecikmedi. Belgesel, Cannes'da ilk gösterimi yapıldığında da filmi beğenmediğini beyan eden ve yönetmen Kapadia'ya yüklenen Winehouse, belgeselin Oscar alması üzerine de Twitter hesabından şu sözlerle ateş püskürdü.
'Sırf bu belgesel Oscar aldı diye görüşümü değiştirmeyeceğim. Bu film, Amy'nin negatif, kinci ve yanıltıcı bir tasviridir. Bunu düzelteceğiz. Bebeğimle her zaman gurur duyuyorum. Bu sadece Asif'le ilgiliydi... O herkesi kandırdı.'
Asif Kapadia ve James Gey-Rees'in bir sonraki belgeselleri Arjantinli ünlü futbolcu Diego Maradona hakkında olacak.
22 Şubat 2016 Pazartesi
İstanbul’da kedi, dünyada örneği olmayan bir şey
Yönetmen Ceyda Torun, İstanbul’u tur defterlerinden ve gazete manşetlerinden farklı bir şekilde göstermek istiyordu. İki buçuk yıl önce Türkiye’ye gelip çalışmaya başladı. Ortaya ‘Kedi’ belgeseli çıktı.
Hürriyet'ten İpek İzci röportajı...
Binlerce yıldır aramızdalar... İmparatorlukların yükseliş ve çöküşlerine, kentin küçülüp büyümesine tanık olmuşlar... Ama hâlâ pati atıp, kafalarına göre takılmaya devam ediyorlar. Onlar, İstanbul’un kedileri... Yönetmen Ceyda Torun’la, İstanbul’u kedilerle anlattığı, !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında gösterilecek belgeseli ‘Kedi’yi konuştuk.
Hayata kedi olarak gelmek ister miydiniz?
-Kesinlikle isterdim. Fiziksel olarak bambaşka bir yetenekteler, süperkahraman gibi... Kendilerini oldukları gibi kabul ettirmiş olmaları da güzel. Düşünsenize, bir kediden başka türlü davranmasını hiçbirimiz beklemiyoruz ve onu öyle kabul ediyoruz. Gerekirse tırnak da atıyor ya da saatlerce mırıldanıyor.
Neden kedi belgeseli çektiniz?
-Çocukluğumda Boncuk diye bir kedim vardı. Altı sene içinde 23 çocuğu oldu, hepsine baktım. Kedinin sizi seçme tarafı var, bir bireysellik var. Sizinle vakit geçirirse sizinle vakit geçirmek istediği içindir. Bir odada on kişisinizdir, kedi gelir bir kişiye gider. Hayatlarının içine alıyorlar gibi geliyor. Herhalde o yüzden kedi.
Bizim kedilerden farkı var mı?
-İstanbul’da kedi dünyada örneği olmayan bir şey. Avrupa’da, Amerika’da, yok. Japonya ve Tayvan’da kedilere adanmış iki ada var ama orada da bizimki gibi bir ilişki kurulmuş değil. Yani dünyanın başka yerlerinde kediler ya önemsenmiyor ya da sistematik bir şekilde ortadan kaldırılıyor. Yurtdışındaki metropollerde yaşayan kedilerin bir sürü insanla ilişki kurma ortamı, olanağı yok. Ama İstanbul’da kediler, sanki sizi senelerdir tanıyormuş gibi tavır alıyor.
Burada şehrin yerlisi mi kediler?
-Aynen. Hatta şehri bizden daha iyi tanıyorlar. Bizim giremediğimiz yerlere girip çıkıyor, şehri göremediğimiz açılardan görüyorlar. En son ne zaman yerden 30 santim yukarıdan bu şehri gördünüz?
Filmde bir çatıdan, ta karşı çatıdaki kediyi görüntülemişsiniz. O nasıl denk geldi?
-Her sabah 06.00’da Galata’da çatılara çıktık ve gece 12’lere kadar bekledik. Biz bir yere yemeğe oturduğumuz zaman kedi geliyordu, hemen onu çektik. Sahilden başladık; Kumkapı, Samatya, Galata, Karaköy, Beyoğlu, Cihangir, Beşiktaş, Nişantaşı... Türkiye’ye gelmeden önce üç ay boyunca 35 mekân ve 35 kedi araştırmıştık.
Kente bir kedinin gözünden bakmayı öğrendiniz mi peki?
-Bir derece. Çünkü onların gidebildiği ama benim gidemediğim çok yer oldu. İstanbul’un gerçek gizemini onların bizden çok daha iyi anladığına eminim.
İstanbul’da kedi olmak neye benziyor sizce?
-Hindistan’da inek olmak gibi. Tabii ki o kadar tapıldıklarını düşünmüyorum ama İstanbul’da kedi olmak İstanbul’u yaşanması gerektiği gibi yaşamak demek. Sahilde saatlerce kayığı seyrediyorlar. Tam bir keyif.
Bir sokak kedisinde nasıl bir karakter gözlemlediniz?
-Hepsi birbirinden farklı. İnsanlarda ne kadar fark varsa onlarda da o kadar fark var. Karaköy’deki Bengü kadar sevecen bir kedi görmedim. Hayvan mırlamaktan başka bir şey yapmıyor. Bir yandan da kıskanç ama küsse de küsmeyi uzun tutmuyor. Samatya’daki Psikopat, gerçekten psikopat bir kedi. Yumuşak seversen saldırıyor. Eşine “İlk önce ben yiyeceğim, sonra sen ye” diyor ve yedirmiyor. Galata’daki Sarı derseniz başta çok arsız sandım çünkü her yerden mama almaya çalışıyordu. Sonra bir baktık, o mamaları hep aldı yavrularına götürdü.
CEYDA TORUN KİMDİR?
Üvey babam UNICEF’te bölge direktörüydü, küçükken Ürdün’e gittik, Körfez Savaşı çıkınca geri döndük. Bir sene sonra da Amerika’ya gittik. Antropoloji okudum. İstanbul’a döndüm, bir reklam ajansında Reha Erdem’in yönetmen yardımcısı olarak çalıştım. Sonra Londra’ya gittim, düşük bütçeli projelerde yönetmenlik ve prodüktörlük yaptım. Sonra uzun metraj filmlerde yapımcı olarak çalıştım. ‘Kedi’, ilk belgeselim.
BELGESELDEN...
NANKÖRLÜK DEĞİL DELİKANLILIK
“Bir sürü kedi büyüttüm. Yaşlanıp eceliyle ölen de oldu, arabanın altında kalanlar da... Sevdiğin şey zamanla gidebilir, bunu öğrendim. Bir metanet duygusu edindim. O nankörlük çok delikanlı bir hareket. Teşekkür etmek zorunda değil yani. Kediden onu bekleyen insanlar var demek ki... Cihangir’in altı Tophane. Osmanlı zamanında burası büyük bir limanmış. Her yerden gelip yük bindirirlermiş. Gemiciler de gemideki ambar farelerine karşı gemide kedi bulundururmuş. İşte o yük alışverişinde o kediler, karaya geldik diye inip Cihangir sırtlarına doğru tırmanıp daha sonra gemiyi kaçırarak Cihangir’de yaşamaya başlamış. O yüzden Cihangir’de çok tür kedi varmış. Osmanlı’nın ilk kanalizasyon şebekesi de Cihangir’e kurulmuş. Çok büyük fareler o kanalizasyondan evleri basıyormuş. Cihangir’deki evlerde o kanalizasyondan gelen iri farelere karşı mutlaka kedi olurmuş.” (Bülent Üstün/ ‘Kötü Kedi Şerafettin’in çizeri)
ÖTEKİ TARAFTA BULACAĞIM
“Bu (kedi) benim ilk çocuğum. İlk çocuğum olduğu için de özeldi, ayrı ama karakteri de çok özeldi. Göğüs kanserinden öldü. Benzerini bulmak için çok zorlandım, aradım bir dönem ama bunun boşuna bir arayış olduğunu düşünüyorum şimdi. Eğer öte dünya varsa bununla karşılaşmak isterim, babaannemle filan değil.” (Gülsüm Ağaoğlu)
10 Ocak 2016 Pazar
Michael Jackson belgeseli geliyor
Pop’un Kralı Michael Jackson’ın müzikal hayatını konu alan belgesel Jackson’ın MJ albümü Off The Wall‘un yeniden basımı ile birlikte piyasaya sunulacak.
Spike Lee’nin Michael Jackson’ın müzik hayatını konu alan belgeseli “Michael Jackson’s Journey from Motown to Off the Wall” sanatçının 1979 yılında çıkan MJ albümü Off The Wall‘un yeniden basımı ile aynı anda piyasaya çıkacak. ‘Michael Jackson’s Journey from Motown to Off the Wall’ bu ay sonunda Sundance Film Festivali’nde ilk kez gösterilecek. Şubat ayı sonunda müzikseverlerin ulaşacağı formda yayınlanacak olan belgeselle birlikte ise albüm de yayınlanacak.
19 Kasım 2015 Perşembe
Dünya onu konuşuyor
Ünlü belgesel yapımcısı ve doğa fotoğrafçısı Cemal Gülas'ın bir ayı ile gölette oyun oynarken çekilen görüntüleri, dünya basınında haber oldu.
İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan haberde; Gülas, "oğlum" diye seslendiği ayıyla önce oyun oynuyor, ardından da dev hayvana korkusuzca sarılıyor. Vahşi Yaşam Derneği Başkanlığı görevini yürüten Gülas, daha önce de ormanda bulduğu ve "Datvi" ismini verdiği yavru ayıyı doğaya adapte etmek için verdiği mücadele ile gündeme gelmişti.
İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan haberde; Gülas, "oğlum" diye seslendiği ayıyla önce oyun oynuyor, ardından da dev hayvana korkusuzca sarılıyor. Vahşi Yaşam Derneği Başkanlığı görevini yürüten Gülas, daha önce de ormanda bulduğu ve "Datvi" ismini verdiği yavru ayıyı doğaya adapte etmek için verdiği mücadele ile gündeme gelmişti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)