12 Temmuz 2015 Pazar

Yaz’ın Öyküsü ; Bu grubu sırlar dağıtacak

Kanal D’nin yeni dizisi “Yaz’ın Öyküsü”, yayın hayatına iddialı bir başlangıç yaptı. Yetimhanede büyüyen genç bir kızın öyküsünü konu alan dizinin ilk bölümü büyük ilgi gördü. Dizinin genç oyuncularıyla bir araya geldik, hem diziyi konuştuk hem de yeni bölümlere dair tüyolar aldık.

* Öncelikle sizi tanıyalım...

Ece Çeşmioğlu: 24 yaşındayım. Oyunculuğa 16 yaşındayken “İki Aile” dizisiyle başladım. En son “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinde Ayça karakterini canlandırdım. Bu sene Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldum ve “Yaz’ın Öyküsü” ile karşınızdayım.

Tarık Ündüz: 1988, İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunuyum. 7-8 senedir dizilerde ve filmlerde oyunculuk yapıyorum.

Batuhan Ekşi: 25 yaşındayım, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü’nde okuyorum, son sınıftayım. İlk olarak “İntikam”da yer aldım. Ancak kendimi gösterdiğim ilk iş “Medcezir” oldu. 77 bölüm Doruk’u oynadım.

Deniz Gürzumar: 25 yaşındayım. Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde son sınıf öğrencisiyim.

Tuğçe Açıkgöz: 22 yaşındayım. Oyunculuğa 8 yaşındayken Şehir Tiyatroları’nda başladım. Şu anda Kadir Has Üniversitesi’nde okuyorum.



BEN DE EN AZ YAZ KADAR CESURUM

* Dizide oynadığınız karakteri anlatır mısınız? Benzer yönleriniz var mı?

Ece Çeşmioğlu: Yaz, yetimhanede büyümüş, olgun, cesur, içini herkese kolay kolay açmayan, 18 yaşında özel bir kız. Fakat bu güçlü yapısının derinlerinde bir o kadar naif ve duygusal bir kız çocuğu yatıyor. Bu tarafını sadece yalnızken yazdığı, var oluşunu sorguladığı blog yazılarından anlıyoruz. Yaz, arkadaş ortamında sevilen, eğlenceli, lider ruhlu ve özgürlüğüne düşkün bir kız. Çok fazla benzer özelliğimiz olduğu söylenemez. Mesela ben Yaz kadar dış dünyayla arama duvar örmüş değilim. Onun kadar dik başlı da değilim. Ama ben de en az onun kadar cesur olduğumu düşünüyorum.

Batuhan Ekşi: Ege, sürprizlerle dolu bir genç. Ne yapacağı belli değil. Başına gelen olaylardan dolayı çevresine karşı bir duvar örmüş. Abisiyle yaşıyor. Hayatında boyun eğdiği tek adam, abisi. Onunla benzer yönlerimiz tabii ki var. Aileyle alakalı kısımlarda birbirine çok yakın şeyler yaşadık ama davranışlarımız farklı. Ben Ege gibi duvarlar öremem...

Deniz Gürzumar: Ben de Caner’i oynuyorum. Caner, başına bela alma konusunda çok başarılı. Buna karşın içindeki o saflık ve iyi niyet de hep ortaya çıkıyor. Rap müzik seviyor ve aslında benim kendime en yakın bulduğum tarafı da bu. Ama ben onun kadar cesaretli davranamam bazı konularda.

Tuğçe Açıkgöz: Ben, Ekim rolündeyim. Ailesiyle yaşadıklarından dolayı herkese güveni sarsılmış bir kız. Kendi ayakları üzerinde durabilen bir karakter değil. Çocuk yaşta başladığım oyunculuk eğitimiyle aldığım sorumluluk ise Ekim’den farklı olarak hayatta güçlü durmayı öğretti bana...

Tarık Ündüz: Dizide oynadığım Ferhat karakteri, yetimhanede büyümüş, arkadaşlarını ailesi gibi gören bir delikanlı. Kendi doğruları var. Sokağı ve sokağın kurallarını iyi biliyor. Benzer yönlerimiz muhakkak vardır, ancak büyüdüğü ortam ve yaşadıkları benimkinden oldukça farklı.

* Rolünüze nasıl hazırlandınız?

Ece Çeşmioğlu: Yönetmenimiz bana çok yardımcı oldu. Sürekli konuştuk karakterle ilgili. Sonra ben kendi çapımda çeşitli araştırmalar yaptım. Ve sürekli düşündüm. Onun yerinde olsaydım ne yapardım diye...

Tarık Ündüz: Ben yönetmenimizin yönlendirmelerini harfiyen yerine getirmeye özen gösterdim. Bunun yanı sıra yetimhaneler ve orada yaşayanlarla ilgili araştırmalar yaptım.

Batuhan Ekşi: Ben de bu tarz hayatlar yaşayanlarla vakit geçirip, “Nasıl bu kadar umursamaz olunur hayata karşı?” sorusunun yanıtını aradım...

Deniz Gürzumar: Tabii ki en önemli şey gözlem. Algıları beş katına çıkarıp insan gözlemlemeye başlıyorsunuz ister istemez. Ben de elimden geldiğince öyle yaptım.

Tuğçe Açıkgöz: Beni Ekim’le tanıştıran ve içime karakteri dokuyan, yönetmenimiz Yağız Alp Akaydın oldu. Onunla çalışmak bir şans.

BİZ OLSAK NE YAPARDIK

* Siz de Yaz gibi 18 yaşındayken bir aileniz olduğunu öğrenseydiniz, nasıl tepki verirdiniz?

Ece Çeşmioğlu: Sanırım ilk şoku atlattıktan sonra onları tanımak isterdim.

Tuğçe Açıkgöz: Tam “hayat benim, kurallar benim” dediğim bir dönemde karşıma ailem çıksaydı, kendimi tekrar çocuk gibi hissederdim sanırım.

Batuhan Ekşi: Onları kabul eder, hayatıma devam ederdim.

Deniz Gürzumar: : Kızardım... Yok yok kızmazdım... Hemen kabullenirdim... Yok yahu ne kabulleneceğim, bunca yıl neredelerdi? Karmaşık bir durum ki.

Tarık Ündüz: Ben de çok zor bir durum olduğunu düşünüyorum. Hayal etmesi bile çok zor.



EGE’YLE BİRLİKTE İŞLER SARPA SARACAK

* Dizinin gençleri arasında nasıl bir ilişki ağı yaşanacak ve ne gibi gelişmeler bekliyor izleyiciyi?

Ece Çeşmioğlu: Yaz, Ekim, Caner ve Ferhat benzer hayatlar yaşayan, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir dörtlü. Ortak hayalleri ve gelecek planları var. Yalnız dörtlünün arasındaki bu bağı sarsacak birtakım sırlar ortaya çıkacak. Dizimizin ikinci bölümünde tanışacağımız Ege karakteriyle de işler iyice sarpa saracak.

Batuhan Ekşi: Ege, durumu iyi bir çocuk. Öyle milyarlar içinde yüzmüyor ama kendisini öyle gösteriyor çevresine. Hayatta zayıf olduğu tek insan abisiyken, birden hayatında başka bir eksikliğinin olduğunu da fark edecek: Gerçek dostlar. Paraya aşık olmayan bir kıza aşık olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder