Tunç, yaptığı açıklamada dizinin imamların imajını rencide ettiğini belirterek, “Bir millet kendi değerlerine düşman olduğu zaman milli olma özelliğini yitirip başka bir şekle bürünür. Bunun adı bukalemunlaşma, yabancılaşma ve değişmedir. Bütün bunların sonucu da o toplum ve millet için yıkılma ve yok olmanın başlangıcıdır. Osmanlı’nın son zamanlarından beri “Kendi öz değerlerine düşman olma ve batılılaşma hastalığı” virüs şeklinde bazı sözde aydınlara bulaşmış, onlar da bu mikrobu önüne gelen herkese bulaştırmak ve batı yalakalığı yapmak için var güçleriyle çalışmışlardır. Bunu yaparken de en etkili silah olarak basın ve yayını kullanmışlar, Haçlı uzantısı, İslam düşmanı zenginlerin de maddi destekleriyle gazete, kitap, dergi vb. araçlarla evlerimizin içine kadar girmeyi başarmışlardır. Maalesef din ve dindar düşmanlığı yapan, faiz reklamlı, müstehcen görüntülü gazetelere para veren ve onları ceplerinde taşıyarak namaz kılan gafil Müslümanlar yüzünden bu tür saldırılar zamanla adeta kanıksanır hale gelmiştir. Öyle ki televizyon kanallarından İslam aleminin büyük çoğunluğunun evlerine her gün varil bombası gibi zehirli dizi ve filmler zerk edilmiş, Müslümanların büyük çoğunluğu yavaş yavaş kendi öz kültürüne yabancı hale getirilmiştir. Bu sinsi saldırılar ve kültür erozyonu maalesef gece gündüz devam etmektedir. Aslında buradaki sorun bu filmleri yapanlardan çok onları aval aval izleyen Müslüman kitlelerdir. Sorun her zamanki gibi “bana ne”cilik ve "bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sorunudur” dedi.
Diyanet-Sen Zonguldak Çaycuma İlçe temsilcisi Kenan Tunç, “Kertenkele” dizisinin insanları son zamanda yayınlanan sahnelerle kişinin moralinin bozulduğunu belirterek, “İşte bu yüzdendir ki İslam alemi kan ve revan içinde, Müslümanlar zulüm altındadır. Son olarak ekranlarda yayınlanan “Kertenkele” isimli dizide sabır taşlarını çatlatan sahneler yayınlanmaya başlamıştır. Dizide sarık ve cübbesiyle sahne alan ama içerik olarak imamlıkla bağdaşmayacak hareketlerde bulunan gayri ciddi bir imam modeli çizilmiştir. Bu bir filmdir, o insan gerçekte imam değil polisten kaçan bir suçludur. Rol icabı imam olmuştur gibi savunmalar asla mantıklı değildir. Polisten kaçan bir suçluyu(hırsızı) başka bir role değil de özellikle imam rolüne, hem de görsel olarak da sarık ve cübbeyle bu role koymak izahı mümkün olmayan bir imam ve maneviyat düşmanlığıdır. Bu filmi izleyen birisi ister istemez bütün imamları böyle görmeye başlayacak ve imamlarımız özellikle çocuklar, gençler ve toplum üzerinde bu kişiliksiz şahsiyetin tavırlarıyla tanınacaktır. Buna sebep olmak küstahlığın ve saygısızlığın ta kendisidir. İmamlarımızı topluma ışık saçan gerçek şahsiyetlerinden farklı şekilde lanse etmeye çalışan herkes bilmelidirler ki imamlarımız bu milletin en saygıdeğer ve en muhterem insanlarının başlarında gelmektedir. Böyle bir küstahlığı asla hak etmeyen toplum önderlerimizin izleyiciye böyle bir film ve yüklenen küstahça rolle lanse edilmeleri akılla bağdaşmayacak kadar büyük bir gaflettir. Böyle mübarek bir vatanda yaşadığı halde ezan seslerinde kulağı olmamış insanların elbette imam düşmanı olması normaldir. Kurtuluş savaşında askerlerimizi şehadet ve gazilik ayetleriyle en ön saflarda coşturan kahraman imamlarımızı, Kahraman Maraş’ta Sütçü İmam, Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi, Amasya’da Müftü Hacı Tevfik hocalarımızı ve diğerlerini tanımamış, beyinleri batıya ipotekli zihniyetlerden elbette imamlarımızı sevmeleri beklenemez. Ama biz onlardan sevgi değil en azından hakaret etme gafletine düşmemelerini istiyoruz. Çünkü imamları sevmek, bu Müslüman milleti ve onun mübarek değerlerini canından aziz bilen güzel insanların işidir” diye konuştu.
“HİÇ KİMSE İSLAM ALEMİNİN MANEVİ DEĞERLERİNE HAKARET EDEMEZ”
Diyanet-Sen Zonguldak Çaycuma İlçe temsilcisi Kenan Tunç, şöyle devam etti:
“Özgürlük hiç kimseye başkasına ve özellikle imam kardeşlerimize hakaret etme hakkını vermez. Bunun adı İslam düşmanlığı ve hakarettir. Hiç kimsenin İslam aleminin manevi değerlerine hakaret etmeye hakkı yoktur. Bu filmi yapanları ve yayınlayanları şiddetle kınıyor, kendilerini İmam Hatip camiasından özür dilemeye davet ediyoruz. Ayrıca imamına hakaret edenleri kahkahalarla seyredip sessiz kalanları da kınıyoruz. Bu vesile ile RTÜK başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların, imamlarımızın saygın imajını rencide eden bu dizinin yayından kaldırılması hususunda gerekli adımları atmalarını bekliyor, konunun takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyoruz.” (İHA) Medyafaresi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder