8 Kasım 2014 Cumartesi

Bu Tarz Benim yarışması Özlem Özden'in uydurduğu bir hayal mi?

Özlem Özden, Bu Tarz Benim’in son yayınlanan bölümünde programın en çok konuşulan isimiydi. Giydiği gelinlik yüzünden bu hafta jüri ile epey didişen Özlem, ağır eleştirilere maruz kaldı. Peki ya Bu Tarz Benim diye bir yarışma aslında hiç yoksa ve her şey Özlem'in kafasında kurduğu bir hayalden ibaretse?

Ekranların fenomen yarışma programı Bu Tarz Benim, gerek yarışmacılarıyla, gerek jüri üyeleriyle, kavgalarla ve polemiklerle gündemden düşmüyor.

"BELKİ DE HİÇ BİRİ ASLINDA YOK"

Bu Tarz Benim ile ilgili sosyal medyada en çok paylaşılan ve ilgi gören bir yazı ise programın hayranlarını gülme krizine sokuyor. İnternette hızla yayılan yazıyı okuyan Bu Tarz Benim hayranları programa artık farklı bir gözle bakıyor. Aslında her şeyin Özlem Özden’in aklının içinde olup bittiğinden bahseden ve programı farklı bir mizahi dille eleştiren makaleyi aşağıdan okuyabilirsiniz.


Uzun uğraşlar ve analizler sonucunda nihayet çözdüğüm program. İlk okuduğunuzda garip gelebilir ama tüm maddeler üzerinde derinlemesine düşündüğünüzde siz de bana hak vereceksiniz. Lütfen sabırla okuyunuz.

Aslında tüm program Özlem Özden adlı yarışmacının zihninde yaşanıyor. Gerçekte böyle bir yarışma yok. Bize haftalardır izletilenler Özlem Özden’in karmaşık iç dünyası ve hayallerinden başka bir şey değil.

Özlem Özden otuzlu yaşlarında akıl hastası bir kadın. Şizofreni nedeniyle senelerdir Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde tedavi görüyor. Özlem’in hayal dünyası çok geniş ve kişilik bölünmesi var. Diğer yarışmacıların tümü, onun iç dünyasındaki farklı kimlikleri temsil ediyor. Yarışma ise bu kimlikleri çatıştırmak için uydurduğu sanal bir kurgudan ibaret.


Bu iddiayı doğru çıkaran bol miktarda kanıt mevcut. Şöyle ki :

- Her yarışmacı onun farklı bir yönünü temsil ediyor. Bazı kızlar feminen, bazıları maskülen, bazıları özgür, bazıları muhafazakâr, bazıları saldırgan, bazıları naif. Özlem ise kendi deli ve gerçek haliyle bunların arasında oturuyor.

- Ayşegül onun henüz saçlarını sarıya boyatmamış, boy atmamış, lisedeki hali. Bu yüzden en sert tartışmaları onunla yaşıyor. Geçmişine dair hem arzu, hem öfke duyuyor çünkü.

- İkizler, hali vakti yerinde, Avrupa görmüş, görgülü aile kızını, ezgi evlenmiş, çocuk yapmış üst orta sınıf modern anneyi, Ayşenur genç, marjinal lolita kızı temsil ediyor. Hepsi içten içe olmak istediği, ulaşılmaz kimlikler onun için. Ama Identity filminde olduğu gibi gerçek deli özlem hepsini her hafta öldürüyor (eliyor). Her seferinde birinden vazgeçiyor. Sürekli son ikiye kalmasının sebebi bu. Deliliği her defasında galip gelip alt kimliklerinden birini yok ediyor.

- Cumartesi akşamları hastanede koğuş olarak televizyon izlemelerine ve serbest giyinmelerine izin veriliyor. O gün onun için özel bir gün. Televizyonda gördüğü bir ünlüyü konuk jüri yaparak programını renklendiriyor. İzlediği sihirbazları, dansçıları programa dahil ediyor. En mutlu ve coşkulu olduğu bölümler eleme geceleri oluyor o yüzden.

- Pazar günleri ailesi ziyarete geldiği için programa ara veriyor. Pazartesi yeniden başlatıyor.

- Kafa karışıklığı programa da yansıyor. Tam kavga ederlerken pat diye oynamaya başlıyorlar. ahmet kaya’dan sonra Pitbull çalıyor. Bunlar hep onun değişken, çalkantılı ruh halleri aslında.

- Bir ara gayrimüslim bir ailede dünyaya gelmenin hayalini kurarak Roza’yı yarattı. Sıkılınca kıza saçma sapan bir kıyafet giydirerek eledi. O kıyafetin başka bir açıklaması olamazdı.

- Son zamanlarda erkek arkadaş bulduğunu, sözlenip nişanlandığını hayal etmeye başladı. Bu fantezisini de programa taşıdı.


Yarışmacılar dışındakiler de Özlem’in yarattığı, gerçekte var olmayan kişilikler elbette:

- Öykü Serter karakteri onun için en eğitimli, en zeki, en şık, en ayakları üzerinde durabilen aktif kadını temsil ediyor. Bu onun en büyük arzusu. Onu yarışmacı yapsaydı mücadele edebilmesi çok zor olacaktı, bu yüzden yarışma dışına koyarak sunucu yaptı.

-  Nurella, yakın zaman önce kaybettiği, çok yakın olduğu teyzesi aslında. o yüzden birbirlerini çok seviyorlar. Jenerikte dikkat ederseniz Nurella’nın flu olduğunu göreceksiniz. bunun sebebi ölü olması. ölümcül hastalığı sebebiyle son aylarını yatalak geçirdiği için nurella asla ayağa kalkmıyor, hep oturuyor.

- İvana sert, bir dergide görüp hayran kaldığı yabancı bir top model. resmini yırtıp yatağının başına asmış. aslında mankenin adı ivana handanoviç. Fotoğrafın altına “İvana sert çıkıştı” manşeti atılmış, ama fotoğrafı yırtınca sadece “İvana sert” yazısı kalmış. o yüzden adının bu olduğunu sanıyor. İvana yabancı olduğu için ona bozuk Türkçe konuşturuyor doğal olarak.

- Kemal Doğulu, sabahları aynanın karşısına geçip saçlarını taradığı saç fırçasından başka bir şey değil. o yüzden mesleği kuaför. Dikkatli bakarsanız adamın saç fırçasına ne kadar benzediğini siz de fark edeceksiniz. Adını Kenan Doğulu ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan uydurmuş.

- Haftada bir iki defa, yattığı odaya gelip onun son durumunu kontrol eden, sert mizaçlı bir başhekim var. Ona her defasında ilerleme kaydedemediğini söyleyip ilaç dozunu artırıyor. Gerçekleri konuşarak ona deliliğini hatırlatıyor. Bu doktor da programda Uğurkan Erez olarak hayat bulmuş.

Muhtemelen daha görmediğim, farkına varamadığım ne kanıtlar mevcut ama şimdilik bulabildiklerim bu kadar. Böylelikle bir sırrın daha çözülmüş olduğunu düşünüyorum. Artık yataklarımızda daha rahat uyuyabiliriz. Sevgiler. (Kaynak: eksisozluk.com / Yazar: sir gawain)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder