25 Mart 2015 Çarşamba

Hayatlar bu yüzden 'Paramparça'!

Avrupa, Orta Doğu ve hatta Amerika’yı bile esir alan Türk yapımı dizilerde oyuncular çalışma saatlerinden şikayetçi. Bir bölümü hemen hemen üç saat süren dizilerde çalışma düzeni, ekranda göründüğünün aksine ışıltılı bir dünya olmaktan uzak.


Dilay GÜNDOĞAN (AFP)

Dizilerde oynayan pek çok oyuncu için hayat, ekranda gördüğümüz parlak dünyadan oldukça farklı. Sette çalışan işçiler, asistanlar, prodüksiyon şirketi çalışanları ve oyuncular, bir bölümü 180 dakikayı bulan dizilerin çekilebilmesi için günde 15-18 saat çalışmak zorunda. Bu şartlar, bu sektörde çalışanların sağlığını ve aile hayatını tehdit ediyor.


Elif Nur Kerkük

AFP’den Dilay Gündoğan’a konuşan oyuncu Elif Nur Kerkük, setteki çalışma sistemi hakkında ‘Kölelik dönemine geri dönüş gibi bir şey’ diyor ve ekliyor: ‘Geçen sene 24 saatlik bir çekim yapmış ve o yorgunlukla tüm ekip otobüse tıkılıp ertesi günün çekimlerine yetişmiştik. Bırakın hazırlanmayı, uyumaya bile vakit kalmamıştı!' diyor: ‘Bazen kendime soruyorum, bu mudur diye. Hayatım böyle olmak zorunda mı? Fakat duruyorum çünkü seviyorum.’

'HAYATA SAYGI YOK'

Dizi sektörünün prodüksiyon şirketlerine uyguladığı baskı ölümcül sonuçlar doğuruyor.



Tilbe Saran

‘Arka Sıradakiler’ dizisinde sanat asistanı olan 26 yaşındaki Selin Erden, geçtiğimiz sene sigara molasındayken uykusuz şekilde minibüs kullanan bir diğer set çalışanının ona çarpması sonucu yaşamını kaybetti. Geçtiğimiz Eytül ayında ise ‘Kaçak Gelinler’ dizisinde çalışan Engin Küçüktopuz adlı bir set işçisi, üç günde 45 saat çalışmak zorunda kaldığı için kalp krizi geçirdi ve yaşama veda etti.

Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Tilbe Saran, ‘Dizi sektörü, annenizin büyürken size yapmayın dediği her şeyi  buruşturup pencereden atıyor’ diyor ve ekliyor: ‘Sadece üçüncü dünya ülkelerinde insanlar bu şekilde çalışır. Burada bir de ‘Türk usulü’ diye bir şey var. Denetim yok, güvenlik önlemi yok, hayata saygı yok.’



Türkiye’nin en ünlü aktör ve aktristlerinin eylemleri netincesinde Ocak ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı dizi setlerinin ‘az tehlikeli’ sınıftan ‘tehlikeli’ sınıfına yükseltilmesini kabul etti. Bu karar sonucunda setlerde güvenlik ve doktor bulunması gerekli ancak çalışanların çoğu dışardan iş yaptığı ve kadrolu olmadığı için, sette yaşanan bir ölüm ya da kaza sonucunda prodüksiyon şirketi kusurlu bulunmuyor.

REKLAM SÜRELERİ YÜZÜNDEN


Aşk Yeniden

2014 yılında Deloitte Türkiye adlı bir danışmanlık şirketi, ‘Türkiye’de dizi sektörü, Dünyanın En Renkli Ekranı’ başlıklı bir araştırma yaptı. Bu araştırmada Türk dizilerinin 75 ülkede 400 milyondan fazla izleyicisi olduğu ortaya çıktı. Raporda ortaya çıkan çarpıcı bir sonuç, dizilerin uzunluğunun reklam süreleri de dahil olmak üzere 120-180 dakika olması yönünde. Türkiye’de 60 dakikanın altında süren diziler yok denecek kadar az. Reklam sürelerine kısıtlama getirilmesi nedeniyle oluşan finansal nedenler yüzünden süreler kısalmıyor.



Sinema Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Zafer Ayden, bir kısırdöngü yaşandığına işaret ediyor. Her sezon başında 50-70 dizi yayın hayatına başlıyor ve sezon ortasında yarısından fazlası düşük reyting yüzünden yayından kaldırılıyor. 'Bazı insanlar sektörde çok para kaybederken bazları da milyonlar kazanıyor. Bu kazanılan para kanlıdır’ diyor.

ÇALIŞMA ŞARTLARI UYUŞTURUCUYA MI YÖNELTİYOR?



Geçtiğimiz sene, Türkiye’nin en ünlü oyuncularından ‘Karadayı’ dizisinin yıldızı Kenan İmirzalıoğlu gibi pek çok oyuncu, uyuşturucu kullanımı suçlamalarına maruz kaldı ve narkotıik opeasyonu çerçevesinde tutuklandı. Gözaltına alınan oyuncuların birçoğu verdikleri ifadelerde, tüketici çalışma koşullarının onları uyuşturucu kullanmaya ittiğini söyledi. İmirzalıoğlu, dizinin finalinden sonra dizi süreleri 60 dakikaya inene kadar herhangi bir TV dizisinde rol almayacağını açıkladı. ‘Şeref Meselesi’ dizisinin yönetmeni Altan Dönmez ise ‘İptal olur korkusuyla süreleri kısamıyoruz’ diyor: ‘140 dakikalık bir dizinin prodüksiyonu için hepimiz altı gün, günde 16 saat boyunca çalışmak zorundayız’ diyor. Ve suçu daha çok reklam isteyen TV kanallarına atıyor: ‘Hepimiz insanlık için insani uygulamalar istemeliyiz.’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder